SPİRİTÜELLER SAMİMİYETSİZLİĞİ SEZER...
Spritüellerin algıları yüksektir. Bazı şeyleri algılar, sezer, fark eder; karşıdakinin davranışlarını bekler. Anlamazdan geldiği de olur. Siz de yaşamışsınızdır, karşınızda kişide tamamen her hareketi vıcık vıcık samimiyetsiz ve yapmacık olan, her kelimesinde sevgi yoksunluğu olan durumlar yaşarsınız.
Beklersiniz ki, bu kadar yapmacık halinin fark edildiğini ve sanıldığı kadar saf da olmadığınızı anlasınlar diye. Anlamazlar devam ederler aynı sahte tavırlarına. Eğer karşıdaki tamamen sahteyse yanında olmak bile rahatsız eder insanı. İşte spritüellerin yaşadığı bir durumdur bu.
Sanılır ki bunca sahte olan davranış, tavır, zoraki sevgi gösterileri anlaşılmıyor. Aslında çok güzel anlaşılıyor da bir de bunların ne kadar gereksiz olduğunu bilseler. İnsan sahteliği bırakıp, kendi olsa her şey çok daha güzel olacak. Ruhsallar, eğer duygusal bağ yoksa o zaman çok daha rahat algılar böylesi durumları. Duygusal bağ olduğunda ise kişinin sahteliğini konduramadığı oluyor.
Spritüeller, duygusal bağ yoksa o zaman çok daha net insanın içindeki samimiyetsizliği sezebiliyor. Böyle durumda da sorun şu ki, rahatsız oluyoruz, bu kadar yüzeysel, samimiyetsiz ve yalan davranışların arasında yaşadığımız bir dünyada yer almaktan zaman zaman zorlanıyoruz.
Çünkü Spritüeller samimiyetsizliği ve yalanı sevmez. Yıldız tohumu vardır her spiritüelin içinde. Bu tür sahteliklerden uzak dünyaya güzellik saçmak için gelen ruhlardır yıldız tohumları ve özlerinin içinde sevgi bulunur, samimiyetsizlik değil. Bu yüzden spiritüellere samimiyetsizlik batar.